28 Aralık 2009 Pazartesi

Noel için kadim bir hediye



Mübarek noelin yaklaştığı şu günlerde hepimizin içinde bir sıkıntı...

Sevdiklerimize, sevmeyip saymakla yetindiklerimize ve sevse beni diye inlediklerimize ufak tefek hediyeler alma telaşında olabiliriz pekala. Bahsettiğim sıkıntı da bundan ibaret çünkü ben küçük, küçücük bir burjuva olarak doğup büyüyüp yeşerdiğim şu melül bakışlı, fakirleştikçe daha bi mutlu ve gururlu oldukları iddia edilen insanlar coğrafyasında inanın ki başka bir şey düşünmem 31 Aralık'a bu kadar yaklaşmışken. Siz de düşünmeyin benimle birlikte. Madem hep birlikte kabul ettik "noel hediyesi almanın" ne kadar da büyük ve çözüm bekleyen bir sorun olduğunu, haydi birlikte bu seneki alternatiflerimizden aklımıza gelen ilkine göz atalım...

Çiçek (hele ki gül) :

Evet dostlar, çiçek.. Çünkü benim çiçekçi arkadaşlarım olmuştu geçmişte ve bu yüzden herkes çiçek almalı bence. Çünkü iyi insanlar onlar ve para kazanmalılar...

Bir başka önemli sebep de özellikle gül alınırsa ortaya çıkabilecek hoş bir enstantene ihtimali. Bunun gerçekleşeceğini bilsem inanın bi koşu demet demet gül alır gelirim. Demet demet demişken, o sebep, Demet ablamızın yıllar yıllar önce hoş bir şarkıyı biraz asabi bir tonda hafif sado-mazo bir atmosferde benim ve yaşdaşlarımın (90'larda çocuk olanlar diyim) körpe dimağlarına kazıdığı klibin, tabiri caizse "gülü yalayıp yutma" sahnesidir. Yani tabi klip icabı oluyo öyle bir şey ama ne biliyim, ceviz kadar aklımla ben, gülü dikenli biliyodum ve ne biliyim.. Ordaki sinirli bi abla gülü her ne kadar üstten ıssırsa da benim zihnim o çağlarda, en fazla "gülü seven dikenine katlanır"ı anlama kapasitesinde; hatta "katlanır"ı bile düz-anlamıyla kavrayıp, çevresine eblek eblek bakan bir zihindi belki de benimkisi, emin diilim şimdi ama etkilenmiş,hüzünlenmiştim..Kınalı Bebek isimli bu, benzer bir kaliteyi günümüzde pek bulamayacağımız pop şarkısı ve klibindeki sahnenin, bende bıraktığı izin zerresi kaldıysa beyin kıvrımlarınızın 90'lara ait herhangi bir yöresinde, koşun ve sevdiğinize kıpkırmızı bir gül alın. Ama demeyin ki "bu gülün hepsi biticek bugün", demeyin ki "çocukluk travmama götür beni sevdiceğim, yut şunu bi hele"... demeyin... Sadece gülü uzatırken, gözlerinizde saliselik bir parıltı yakıp söndürün. İnanın ki anlayıp yapacaktır bu şık hareketi o güzel mi güzel insan, o ki ne çakaldır anlamaz mı. Şimdi anlasa da yapmaz o diyenlere bir çift sözüm var. Noel'in gücüne bir tutam da olsun inancınız kalmadı mı a benim mevsimsel sevdalılarım, aşk simsarlarım, nifak tohumcularım. Öyleyse sizi bu yaşa, bu hale getiren gelenek-görenekler cidden bu yaşa kadar getirmiş ama bundan sonrası zor görünüyor bencileyin...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder